38. Genç Günler “Dünya İçin Barış” Temasıyla Gençliği Bir Araya Getirdi

İstanbul’un en değerli gençlik ve sanat buluşması olan Genç Günler, söyleşiler, atölyeler ve iştirakçi kümelerin oyunlarıyla, gençleri sanatla buluşturdu.

Bu yıl konservatuvar oyunları ve üniversite tiyatro kulübü oyunları 38. Genç Günler’de seyirciyle buluştu.

38. Genç Günler, savaşların hükümran olduğu bir periyotta barış isteyen gençler için “Dünya İçin Barış” mottosuyla düzenlendi. Şenlik müddetince sanatın ortak paydasında buluşan gençler, ortak bir his ve temenniyle, barış için seslerini yükselttiler.

28. BEDİA MUVAHHİD ÖDÜL TÖRENİ
İBB Kent Tiyatroları ve 100. yılını kutlayan Türk Bayanlar Birliği’nin İstanbul Şubesi’nin 38. Genç Günler kapsamında ortaklaşa düzenlediği 28. Bedia Muvahhid Ödül Merasimi 8 Mayıs 2024 Çarşamba günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde gerçekleştirildi. Bu yılın mükafatı Selen Parıltı Sarıyar’a verildi.
38. GENÇ GÜNLER’DE İÇ YAPIMLAR

İBB Kent Tiyatroları her yıl olduğu üzere tiyatrosunun içinden Genç Günler için hazırladığı oyunlarına da yer verdi. Kent Tiyatroları oyuncularının Genç Günler için hazırladığı oyunlar büyük beğeni topladı.

Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Luigi Pirandello’nun yazdığı Ertan Kılıç’ın yönettiği oyunda Ercan Demirhan rol aldı.

Hayvanat Bahçesi Öyküsü
Edward Albee’in yazdığı Cafer Alpsolay’ın yönettiği oyunda Elif Verit, Besim Demirkıran rol aldı.

İkinci Perdenin Başı
Alp Tuğhan Taş’ın yazıp yönettiği oyunda Ebru Üstüntaş, Alp Tuğhan Taş rol aldı.

Yarın Ya Da Yarın
Aslı Ceren Bozatlı’nın yazdığı Onur Şirin’in yönettiği oyunda İrem Arslan, Onur Hoş rol aldı.

Şafakta Buluş Benimle

Zinnie Harris’in yazdığı Hasan Demirci’nin yönettiği oyunda Ayşe Günyüz Demirci, Selen Işık Sarıyar rol aldı.

Diktat

Enzo Colmann’ın yazdığı Gökhan Doğrusoy’un yönettiği oyunda Ogeday Erkut, Selin Türkmen rol aldı.

ERTUĞRUL MUHSİN BEY: BİR TUTKUNUN KAHRAMANI BELGESELİ
Özgür DAĞ’ın yönettiği, senaryosunu Naz Öz DAĞ, Özgür DAĞ, Hasan AYDIN’ın yazdığı belgeselde Ada Alize ERTEM, Mert AYKUL, İbrahim BİRLİKAY rol aldı. Seyircinin beğenisini kazanan belgesel, 12 Mayıs 2024 tarihinde gösterildi.
Türk Tiyatrosu’nu Batılı manada bir disiplin sistemi içinde kuran Ertuğrul Muhsin, Türk Sineması’nın da birebir disiplin içinde kurulmasına ve gelişmesine liderlik eder. 1922-1939 yılları ortasında Türkiye’de sinema üreten tek kişidir. “Tiyatrocular Dönemi” olarak da isimlendirilen bu periyot tekelcilik suçlamalarını da beraberinde getirir.

SÖYLEŞİLER
İBB Kent Tiyatroları 38. Genç Günler’de tiyatronun ve sinemanın usta oyuncularıyla gençleri buluşturdu. Müjdat Gezen, Okan Bayülgen, Mehmet Günsür, Ayça Bingöl muvaffakiyet öykülerinden bahsettiler, gençlerin sorularını cevapladılar.

Müjdat Gezen

Türkiye’nin en uzun soluklu gençlik şenliği Genç Günler’in 38.’sinde, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde söyleşi konuğu Müjdat Gezen’di. Moderatörlüğünü Genel Sanat Direktör Yardımcısı Can Başak’ın yaptığı söyleşide, bir seyircinin “Siz halkın sanatçısısınız” diye başlayan cümlesine, Gezen, “Ben halkın sanatkarı değil, halkım. Karagümrük’te, Fatih’de doğdum, büyüdüm. Oradan geliyorum” dedi.

Moderatör Genel Sanat Direktör Yardımcısı Can Başak’ın “Sizin devrinizde tıpkı semtten birçok kıymetli sanatçı çıkıyor. Bugün neden bu semtlerde bu türlü sanatkarlar çıkmıyor” sorusuna cevaben, “Savaş Dinçel, Zeki Alasya, Metin Akpınar… Bizim hocalarımız yeterliydi. Max Meinecke, Ahmet Kutsi Tecer, Sabahattin Kudret Aksal üzere hocalarımız vardı” dedi. Gezen, İstanbul Kent Tiyatrosu’na girişini ve anılarını da anlattı: “1960 yılında bu tiyatroya girdiğimde Muhsin Hoca genel sanat direktörüydü. Çok korkardık. Biz Muhsin Hoca’ya hürmet ve sevgi duyardık ancak çok korkardık. Kendi gelemediği vakitlerde fötr şapkasını asardı biz geldi zannederdik. Savaş Dinçel ve ben disiplinsizlik yüzünden bu tiyatrodan iki sefer kovulduk. Savaş ile Rumeli Hisarı şovlarında yaramazlık yaptığımız için çocukça şeyler…” dedi.

Okan Bayülgen

16 Mayıs tarihinde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde söyleşi konuğu Okan Bayülgen’di. Söyleşinin moderatörlüğünü yapan Başdramaturg Dilek Tekintaş’ın “Günümüzde artık herkesin sinemaya atlamaya çalıştığı bir vakitte siz zirve noktadan tiyatroya geçtiniz.” cümlesi üzerine:
“Bunda Teoman ile birebir yaşa gelmiş olmamın nedeni büyük. Ya filozof olacaktım ya da eğitimini gördüğüm sanatı yapacaktım. Ulusal kanalların yalnızca dizi kanalları haline gelmesinin hissesi var. Televizyonun artık bir gücü yok. Türkiye’de yayın dejenerasyonu daha çabuk ilerledi. Avrupa’da yayıncılık hala geçerli, sonraki gün televizyonda izlenen bir yayın üzerine konuşulabiliyor. Tiyatro bir buluşma ve tartışma alanı olarak, opera, bale, bütün performans sanatları, beşerler gözlerini tıpkı şeye dikip birebir şeye beraberce bakıyorlar ve sonraki gün bu performansı konuşabiliyor. Televizyonda bu kalmadı artık ” dedi.

Mehmet Günsür

17 Mayıs Cuma günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde söyleşi konuğu Mehmet Günsür’dü. Genel Sanat Direktör Yardımcısı Can Başak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Günsür, hayat ideolojisini “Benim için çok sihirli olan bir şey var, mutlu etmek ve düzgünlük etmek” halinde açıkladı.

Ayça Bingöl

17 Mayıs Cumartesi günü söyleşi konuğu oyuncu Ayça Bingöl’dü. Genel Sanat Direktör Yardımcısı Can Başak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Ayça Bingöl, “Mesleğini çok sevdiğini lakin günümüz set ortamlarının bazen insanın tahammül sonlarını zorladığını söyleyerek, artık mesleğimi daha konforlu bir formda yapmak istiyorum” dedi.

ATÖLYELER
İBB Kent Tiyatroları müelliflik, oyunculuk, kukla-maske imali, yaratıcılık, vücut, hareket vb. aktüel hususlarda birbirinden değerli eğitmenlerle atölyeler düzenledi.

Ahmet Sami Özbudak Gençlerle Birikimini Paylaştı
Katılımcılarla tek tek tanışarak atölyeye başlayan Ahmet Sami Özbudak, iştirakçilere dramatik müelliflik çalışmaları yaptırdı.
Uygulamalı geçen derste iştirakçiler karakter oluşturmadan diyalog yazımına ve kıssa kurgusuna kadar faal olarak atölyede yer aldılar.
Metotlardan ve muharririn seyahatinden bahseden Ahmet Sami Özbudak, kendi usulünü anlattı ve iştirakçilerin sorularını yanıtladı.

Murat Daltaban Genç Oyuncu Ve Direktörlerle Atölyede Buluştu
Murat Daltaban’ın atölye çalışması soru yanıt biçiminde başladı.
Daltaban, oyuncu ve direktör ortasındaki alaka hakkında ne düşünüyorsunuz? sorusunu seyircilere yöneltti. Aldığı karşılıklar doğrultusunda tiyatroyla sinema yönetme ortasındaki farkları anlattı. Tiyatroda direktörlük yapmanın sinemada direktörlük yapmaktan daha sıkıntı olduğunu, tiyatroda direktörle oyuncu ortasındaki risk alanının fazla olduğunu, direktörün oyuncuyu âlâ tanıması gerektiğini, direktörün oyuncuyla iştirak kurarak takım olması gerektiğini anlattı.

Yelda Baskın Genç Oyuncularla Atölyede Buluştu

Yönettiği Seni Seviyorum Türkiye, Yaftalı Tabut, Fosforlu Cevriye üzere oyunlarıyla farklı biçim ve metinleri yenilikçi sahneleme bakışıyla seyirci ile buluşturan ve bu oyunlarla birçok mükafata aday olan, mükafatlar alan Direktör Yelda Baskın; “Bir Tiyatro Oyunu Yapmak” başlıklı atölyede seçtiği bir metnin kılavuzluğunda, iştirakçilerle; bir oyunun hazırlık sürecini, metin ile ilişkilenme biçimini, oyuncularla ve tasarımcılarla kurduğu alakayı paylaştı.

Yelda Baskın bu atölyede bir direktörün metin tercihindeki faktörlerden, o metne yaklaşımından ve kendi tercih ettiği metinlerdeki yaklaşımlarından bahsederek kelama başladı. Direktörün sahne üzerindeki başka yaratıcı takımla iş birliğine değindi.

Candan Seda Balaban Gençlere Kukla ve Maske Üretimini Öğretti
3 günlük atölye sürecinde kartonlardan maske ve kukla imali öğretildi. Günümüzde çok tüketilen 2 boyutlu bir geri dönüşüm gerecini, 3 boyutlu sahnede kullanılabilecek artistik bir forma dönüştürmek üzere marifetler geliştirmek için çalışmalar yapıldı. Tıpkı vakitte atölye sonunda üretilen maske ve kuklaların oynatımı ile ilgili de bir çalışma yapıldı.

Meltem Cumbul Gençlerle Oyunculuk Atölyesinde Buluştu
Meydan Sahne; oyunculuk eğitimini etkin olarak deneyimleyecekler için hazırlandıktan sonra Meltem Cumbul’un seçtiği 10 kişi çalışma için hazırlandı.
Atölye; iştirakçilerin sahne üzerinde birbirini dinlemesi, rol arkadaşını duyma hünerini geliştirmesi üzerine devam etti.
Monologları ve diyaloglarıyla çalışmaya katılan iştirakçiler, sahne üzerinde his değişimlerini ve karakteri derinlikli yansıtmayı deneyimledi.
“Benim hocam Eric Morris, Stanislavsky sistemini daha da katmanlı hale getirerek kendi oyunculuk metodunu oluşturdu” diyen Meltem Cumbul, iştirakçilere mutlak şuur ve şuur dışı dürtülerin role tesirini açıkladı.

Tuğçe Tuna Hareket Atölyesinde Gençlerle Buluştu
Atölye, Tuğçe Tuna’nın iştirakçileri tanımak için sorular sormasıyla başladı. İştirakçiler tek tek kendilerini tanıttılar. Akabinde Tuğçe Tuna kendisinden ve mesleğinden bahsetti.
Etkinlik, Tuğçe Tuna’nın yerde yapılacak birinci hareketi göstermesiyle devam etti.
Üçerli kümeler halinde gençler kendilerine gösterilen biçimde vücutlarını yerde hareket ettirdiler.
Gençler evvel yüklerini, sonra nefeslerini bırakarak devindiler.
Tuğçe Tuna nefes alıp vermenin ehemmiyetinden, azı dişlerini özgür bırakmanın gerekliliğinden bahsetti.
Salonda daire halini alan gençler kendi tecrübelerini kümeyle paylaştılar.

Leela Alaniz’in Bir Muharrir / Sanatçı Geliştirmek Atölye Çalışması Gençlerle Buluştu
Atölye, Leela Alaniz tarafından son 25 yılda geliştirilen ve esasen oyuncu/dansçı için iki çağdaş tekniğin uygulanmasından türetilen metodolojiye odaklandı. Birincisi, Grotowski'nin "Organik Soy"una dayanan bir tiyatro antropolojisi kümesiyle uzun bir pratik çalışma devri boyunca geliştirilen organik araştırma. Bu çalışma, vücudun içsel dürtüsünün ve sanatsal yaratım için vücudun potansiyelinin araştırılmasıyla ilgilidir; ikincisi, Etienne Decroux'nun "Corporeal Mime" tekniğiyle tiyatroya çok farklı bir fizikî yaklaşım. Bu çalışma, artikülasyonlar, yük ve karşı tartı ve dinamo-ritim tekniğini inceleyerek vücudu bir enstrüman olarak öğrenmek ve eğitmekle ilgilidir.


CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI ANISINA “BU MEMLEKET BİZİM”

Oyuncularımızın bütün mevcuduyla sahnede olduğu bu görkemli oyunda, Ulusal Çaba devri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, oyunun direktörleri Ali Gökmen Altuğ, Aslı Öngören, Yıldırım Fikret Urağ ve Yiğit Sertdemir tarafından kurgulanarak sahneye taşındı.

Döneme ilişkin bütün gereçler taranarak, araştırma ve dokümantasyonunu dramaturji ünitesinin üstlendiği “Bu Memleket Bizim,” seyircinin büyük beğenisini kazandı.

Oyun, 19, 20, 21 Mayıs 2024 tarihlerinde Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda sahnelendi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı